Oda.
Lar.
Sigarının camla öpüşmesi sesi için için ateşi söndürüyordu. Öpüşmenin sonunda izmarit boynu bükük camın kucağına uzandı. İçinde viskinin rengini ağırlayan bardak ela gözleriyle bakıyordu. Bir el uzandı ve ela gözlerin buz içindeki halini yudumladı. Bir sigara daha yaktı. Kısık bir nefes çekti. Dumanı izleyerek şimdinin tadına vardı. Yerde bir kilim duruyordu. Mavi, lacivert, bordo, yeşil, turuncu ve tekrarı ve siyah, bordo, mavi. Geçmişte alınmıştı ama bugün ki adımlarıyla renklerin üzerinde dolaşıyordu. Az ileride bir dostunun hediye ettiği sanat üretimi gülümsüyordu. Balkon kapısı açıktı. Sigaranın dumanları koşarak balkona çıkıp otoparka bakıyorlardı. Sağında beyaz gardiropun yanına bir kütüphane yaslanmıştı. Giydikleri ve okudukları yanyana sıralanmıştı. Yerde kimbilir ne zaman içilmiş "ki bilinir ne zaman içildikleri" boş şişeler zeminin kucağında dikiliyorlardı. Sevdiği insanların armağanlarıydı. Yanındaki gece lambası gündüz olduğu için yanmıyordu. Onun da hatırası vardı. Üzerinde yarı uzanmış olduğu yatak ve özellikle karyola daha önce uyurken izlediği sevdiceğinin aynısıydı. Kısa merdivenden dilsiz uşağa dönüşmüş benzemezin üzerinde turuncu, siyah, koyu pembe, mor, açık pembe t.shirt lar asılıydı siyah ve lacivert kotların az üzerinde. Gardıropun üzerinde babasının daktilosu ve tepeden bakmalı fotoğraf makinası, mataralar, kandil, son aşkına ait çerçeveler bir şey ler anlatıyordu. Ama düne değil bugüne. Tepesinde penise benzeyen bir aydınlatma bir solukta geceye güneş olmak için bekliyordu. Solunda bir kitap duruyordu. Ayraç son okunan satırın arasından boynunu uzatmıştı. Kitabın adı önemli değildi. Okunuyordu, şimdiye bir satır eklese bile okunuyordu. Hatıralarla dolu bir odaydı ama içinde şimdi yaşanıyordu...
22.11.2019
Lar.
Sigarının camla öpüşmesi sesi için için ateşi söndürüyordu. Öpüşmenin sonunda izmarit boynu bükük camın kucağına uzandı. İçinde viskinin rengini ağırlayan bardak ela gözleriyle bakıyordu. Bir el uzandı ve ela gözlerin buz içindeki halini yudumladı. Bir sigara daha yaktı. Kısık bir nefes çekti. Dumanı izleyerek şimdinin tadına vardı. Yerde bir kilim duruyordu. Mavi, lacivert, bordo, yeşil, turuncu ve tekrarı ve siyah, bordo, mavi. Geçmişte alınmıştı ama bugün ki adımlarıyla renklerin üzerinde dolaşıyordu. Az ileride bir dostunun hediye ettiği sanat üretimi gülümsüyordu. Balkon kapısı açıktı. Sigaranın dumanları koşarak balkona çıkıp otoparka bakıyorlardı. Sağında beyaz gardiropun yanına bir kütüphane yaslanmıştı. Giydikleri ve okudukları yanyana sıralanmıştı. Yerde kimbilir ne zaman içilmiş "ki bilinir ne zaman içildikleri" boş şişeler zeminin kucağında dikiliyorlardı. Sevdiği insanların armağanlarıydı. Yanındaki gece lambası gündüz olduğu için yanmıyordu. Onun da hatırası vardı. Üzerinde yarı uzanmış olduğu yatak ve özellikle karyola daha önce uyurken izlediği sevdiceğinin aynısıydı. Kısa merdivenden dilsiz uşağa dönüşmüş benzemezin üzerinde turuncu, siyah, koyu pembe, mor, açık pembe t.shirt lar asılıydı siyah ve lacivert kotların az üzerinde. Gardıropun üzerinde babasının daktilosu ve tepeden bakmalı fotoğraf makinası, mataralar, kandil, son aşkına ait çerçeveler bir şey ler anlatıyordu. Ama düne değil bugüne. Tepesinde penise benzeyen bir aydınlatma bir solukta geceye güneş olmak için bekliyordu. Solunda bir kitap duruyordu. Ayraç son okunan satırın arasından boynunu uzatmıştı. Kitabın adı önemli değildi. Okunuyordu, şimdiye bir satır eklese bile okunuyordu. Hatıralarla dolu bir odaydı ama içinde şimdi yaşanıyordu...
22.11.2019