14 Ekim 2014 Salı

Aşıktık.













ksb
 


Bir bakışı uğruna nefesimizi tutar, en derinlere onun için saklardık. Zifiri yağmurlu çıkmaz kuyulara dalar, yüreğimizi paslı çivilere sürte sürte gülen gözlerinin nefes aldığı aydınlığa koşardık. İnatçı rüzgarlara karşı çırılyürek yola çıkar, gökten zıplayan taşların kanlarında nefesleyerek hayat çizgisine karışırdık. Hain sıradanlığın acılı oklarının tiz tokatlarından düşe kalka vurula çıkmaz hayatlara dalar, sadece onun için yüreğimizi yaşatırdık. Bir uykusu için gece olur, bir dalışı için vurgun olurduk. Ayaklarını öper, ellerini yüreğimize sığdırırdık.Kalemimizin yürek kırmızısı mürekkebini sadece ona akıtırdık. Bilmediğimiz alfabeleri onun için öğrenirdik ki ilk duyan o olsun diye yangınlarda otururduk. Karanlık güneşlerde oynarken, hayatı ayağımızda sektirip rekorlar kırarken, zıpkın gibi yalnızlığımızla insanlık tarihini yazarken, hayatın salaklığının gölgesini üzerimize denk getirmediğimiz sokağımızdan sadece onun için ayrılır, hayata karışırdık ki yetmezdi !


Bilirdik.


Anlaşılmayacağımızı bilirdik. Çoğunluğun değerlerinin içimize sığamayacağını ve toplumdan 1 like bile alamayacağımızı bilirdik. Dokunarak anlamanın tadını yaşadığımız bakışlarımızın popüler mekanlarda göz yaşı dökemeyeceğini bilirdik ki yerimizi bildirmezdik. Mutluluğun dün ile geleceğin mengenesinde yaşadığı topraklara yürek basarken, mutlu bir dakikanın kocaman bir günü güzelleştirdiğini bilirdik.
Kendi dahil kimseyi tanımayanların herkesi tanıdığı mutedil tuşlu hayatların hedeflerinde nefes alamayacağımızı bilirdik. Herkesin hayatın zirvesinde, en güzel mekanlarda, en zengin köşelerde, en mutlu tuşlarda, en güzel resimlerde, en özlü sözlerde, en mutlu paylaşımlarda yaşadığını hayat bildirimlerinden bilirdik ki aslında herkes kör ve sağırdı birbirlerini ağırlayıp selfie çekerdi. Özçekim yazamıyorum çünkü hiç bir fotoğraf çıkmazdı…


Aşıktık.


Karıştık. Sadece aşk için nefes alamayacağımız hayata çıkardık. Öpüşmelerimizin bizi yaşatacağına inanırdık. Birbirimize bakışlarımızın nefes olacağına inanırdık. Gülen gözlerimizin en sığ vurgunları soluklayacağına inanırdık. Birleşen ellerimizin Kaz Dağı olacağına inanırdık. Aşkımızı uyurken seyredişlerimizin güzellik sonrası nefes kokusu olduğuna inanırdık. Sevişmelerimizin ömrümüzü uzatacağına inanırdık. Yüreklerimizin birbirine yeteceğine, a lara b lere mahkum olmayacağına, birbirlerinin özgürlüğü olduğuna inanırdık ki inançsızdık.
Sadece onun için adım atardık, yüreğimiz götümüze vura vura koşardık ki yetmezdi !


Bilirdik.


Öleceğimizi bilirdik. Yalnızlığa özgür olduğumuzu bilirdik. Niçin terk ettiğimizin farkındaydık ama nefesimizin hayatı buğulandırdığını bilirdik.
Kendimizi anlatamayacağımızı, gördükleri kadar görüneceğimizi bilirdik.
Her şeyi bilmediğimizi bilirdik. Harflerin rakamlardan değerli olduğunu bilirdik. Dünün erken, yarının geç bugünün tam zamanı olduğunu bilirdik.
Tek gerçeğin ölüm olduğu bilirdik ki onun için yaşardık. Ölesiye değil yaşayasıya sevdiğimizi bilirdik.


Aşıktık.


Kendimizden vazgeçecek kadar severdik. Girmeyeceğimiz kapılardan elele geçerdik. Çıkmayacağımız balkonlara sevdayla otururduk. Gülmeyeceğimiz fıkralara karnımızı ağrıtırdık. Göremediğimiz, bilemediğimiz geleceği ki kimse göremezdi, bilemezdi, görürdük, bilirdik.
Bir bakışı uğruna bildiklerimizi unuturduk. Bir gülüşü için inanmamadıklarımıza yürekten inanırdık. Göz yaşlarını içimizde biriktirip kendi ölümlerimizden ona hayat yapardık. Bir serçe parmağının sıcaklığına özümüzle vedalaşırdık ki yetmezdi !


Bilirdik.


Sokakta yaşadığımızı bilirdik. Sobaya dokununca yaktığını bilirdik. İki taşın arasından gol atmanın sevincini bilirdik. Gaz lambasına püf demeyi bilirdik. Ihlamur kokusunun nereden geldiğini bilirdik. Saklambaçta kurt olunca sevdiğimizi kurtarmanın mutluluğunu bilirdik. Dokunmadan, nefesini duymadan, anlamadan, paylaşmadan, hissetmeden yaşanamayacağını bilirdik. Bir arabanın yüz kilometreye çıktığı saniyenin ne kadar küçük olduğunu bilirdik. Hedefleri kimin koyduğunu bilirdik ki koynuna girmezdik. Herkesin mutlu olduğunu, birbirini sevdiğini, birbirini düşündüğünü tek emojinin arka arkaya sıralanmasıyla anlatılabildiğini, hissettirildiğini bilmezdik ama öğrendik…


Aşıktık.


Sadece ona nefes alırdık. Ne kadar uzaktan gelirse gelsin yüreğimizde ki tek köşeye oturturduk. İnanılmaz ellerinin hayat çizgisine karışabilmek için kendi çizgimizi silerdik. Gülüşünden hayat, bakışından nefes, dokunuşundan anlam, gözyaşından ölüm, kahkahasından sonsuz ömür yaşardık. Harflerin yüreğini sıkarak, en anlamlı damlalarını toplayarak satırlar armağan ederdik. Giderken sonuna kadar götürür, dönerken sonuna kadar beklerdik. Onsuz gecelerde yatağımıza sığamayıp çıkmaz sokakların karanlığına uzanırdık. Kokusunu duyamadan uyandığımız sabahlara ezbere lanetler okurduk. Onu bizden çalan zamanlara kör tapa takardık. Onunla doğardık, birlikte büyürdük. Haftanın her gününün, yılın her ayının, hayatın her saniyesinin adını onun adı olarak yaşardık. Sadece onu gören gözlerle bakardık. Ben artık kendim değilim, senim, bizim cümlesini mantramız yapardık. Sadece onun için nefes alırdık ki yetmezdi !


yürekyürekyürek



14.10.2014