Şu haldeyim,
bütün yaşadıklarımı toplasam, bir de benle çarpsam, Istanbul u içine atsam, izmir i bodrumu iyice karıştırsam, deniz kıyılarının kokusunu, martıların süzülüşünü, erguvanların rengini, kelebeklerin anını, yüzlerce yıllık çınarların yapraklarını, çocukların mutluluklarını, haksızlıkların özgürlüğünü, gün doğumlarını, cankırmızı gün batımlarını, keşfedilmemiş güzellikleri, derin nefesleri, sonsuzluk iksirini de bir güzel eklesem sana bir bakışımın anlamı ve mutluluğu kadar etmiyor.
bütün yaşadıklarımı toplasam, bir de benle çarpsam, Istanbul u içine atsam, izmir i bodrumu iyice karıştırsam, deniz kıyılarının kokusunu, martıların süzülüşünü, erguvanların rengini, kelebeklerin anını, yüzlerce yıllık çınarların yapraklarını, çocukların mutluluklarını, haksızlıkların özgürlüğünü, gün doğumlarını, cankırmızı gün batımlarını, keşfedilmemiş güzellikleri, derin nefesleri, sonsuzluk iksirini de bir güzel eklesem sana bir bakışımın anlamı ve mutluluğu kadar etmiyor.
Bütün
biriktirdiklerim, bütün anlayışlarım, bütün paylaşımlarım, bütün gidişlerim,
bütün kalışlarım, bütün gördüklerim, bütün görmediklerim, bütün umutlarım,
bütün hayallerim, bütün gerçeklerim, bütün rakılar, bütün öğlen biraları, bütün
sabah kahveleri, bütün girdiğim odalar, bütün çıktığım şehirler, bütün
keşfettiğim insanlar, bütün yürüdüğüm sokaklardaki ıhlamur kokuları senin elini
tutuşumun anlamı ve mutluluğu kadar etmiyor.
Ben de senin
kadar etmiyorum. Gizli gözyaşlarımda kürek çekiyorum. Seni sevmekten başka bir
şey bilmiyorum. Kolay olmuyor, hayat paçalarımdan çekiyor, sistem adımlarımı
düğümlüyor, inandıklarım rakı ısmarlıyor, girdiğim bütün kapılar beni görmeden
içine alıyor, feryat etmeyi bilmiyorum sesim duyulmuyor, bakışımla, usul
kelimelerimle anlatıyorum ulaşmıyor, bir kördüğüm boğazıma oturuyor ve ben
gelip yine karşına oturuyorum. Sabahına kalmak istiyorum, öğlenine kalmak
istiyorum, akşamına kalmak istiyorum, yatağımıza elele uzanıp hiç hayata çıkmak
istemiyorum. Çünkü o dünyanın küçücük noktasında sadece sen ve ben varız. Taa
ki sabah olup hayata çıkana kadar sadece biz varız. Sabah olsun istemiyorum,
hayata uyanmak istemiyorum, senin yanında öylece kalmak istiyorum.
Olmuyor, sabah
oluyor. Kapı kilitleniyor, asansör geliyor, denize varılıyor ve hayat. Niye
sana ulaşabileceğimi bilmeden yarım asır yaşadım. Niye her zaman kendime
kalacağıma inanarak kendim kadar yaşadım. Niye düzenin bir kulbundan tutmadım.
Niye katlanma rakılarının azgın dalgalarında yüzdüm. Niye o kasaba senin bu oda
hayatın dolaşıp durdum. Niye bu kadar çok insan ve dokunuş biriktirdim. Niye
bir dikili ağacın gölgesinde oturmadım. Niye sosyal bir hayvan oldum. Niye
nesli tükenen bir canlı gibi gecelerin koruması altına alındım. Niye bir şeye
sahip olmak istemedim. Niye yürüyebileceğim en son noktaya kadar yürüdüm. Niye
her şeyi, her insanı, her canlıyı anlamaya çalışıp kendimi kendi haline
bıraktım. Çünkü ben kadardım ama şimdi biz kadar olmak istiyorum.
Çok zor oluyor
be uzay güzelim. Senin için sıradan olan benim için ilk. Senin en iyi bildiğin
benim için ilk. Senin onlarca yıldır yaşadığın benim için ilk. Senin ezbere
bildiğin benim için ilk. Senin tarafından bakılınca hiç bir şey yapmıyor gibi
göründüğümü biliyorum ama bir de beni bilsen…
Şu haldeyim,
senin yüreğinden uzaklaşıp kendi sokaklarımda yürümeye başladığımda adımlarım sana kadar geliyor. Yarım asırıma dokunduğumda hissetmiyorum, senin umarsızlığına bile dokunduğumda imkansızcasına hissediyorum, sadece sana dokununca hissediyorum. Sen yanımda olmayınca sensizliğime sabahlara kadar içiyorum bir yudum kahkaha bile atamıyorum, seni uyurken bile izlerken dünyanın en büyük en sessiz kahkahasını doyamayasıya atıyorum.
Bu deli adamın
benimle ne işi var diye düşünebilirsin. İşim yok, aşkım var. Sadece sana kadar
yaşayacak nefesim var. Bütün nefeslerimi düzenler yuvarlağında tüketmişim. En
derinini, en anlamlısını, tek gerçeğini yalnızlığımın terk edişi olan gidişime
saklamıştım ama o sonsuz nefesimi bize almak istiyorum. Sana gülerek dünyaya
gelip, ilk ıngamdan son sözüme kadar sana duyurmak istiyorum. Sana, bana, bize
yaşamak, sonsuzun tarifini kıskandırmak istiyorum…
Biliyorum metin
yazarıyım. Dokunmadığım bir ürün için bile sayfalarca yazabilirim. Belki
mühendis olsaydım satırlarım daha değerli olabilirdi. Nasılsa her şey için
oturup ya da ayakta yazabilir kadar görünüyor olabilirim. Ama doktor da olsam
hiç de olsam yazacağım satırlar bunlar. Çünkü yüreğimin içinde doğuyorlar.
Yazacağına yaşat da diyebilirsin ve ben de sana hak veririm. Tek isteğim zaten
yaşatmak ama ser de yarım asır var. Bir iş değiştirmek bile kolay değilken
haliyle hayat değiştirmekte kolay olmuyor be uzay güzelim…
Hayatta almak
istediğim tek nefessin.
27.11.2014