ksb
Karma karışık oldum.
Uzaktaydım, yokluğunu nefesliyordum. Bitmemişti ama gitmiştik ki ne kadar
gidebilirim? Yokluğunda varlığını hayal ederek yaşıyordum. Sensiz yatağımda
sana sarılıyordum. Sensiz kahvaltılarımda sana bakıyordum. Sensiz
yürüyüşlerimde ellerimde oluyordun. Sensiz deniz kenarlarımda yüreğime
konuyordun. Alışmaya çalışıyordum. Bilmediğin bir dili aniden konuşmak gibi
alışmaya çalışıyordum. Olmuyordu. Deliler ötesi özlerken rakılar pansuman
olmuyordu. Yürek yaram apaçıktı, sensizlik akmaya devam ediyordu. Kendimle
konuşup, alışacaksın, alışmalısın, yaşamalısın diyordum ama bir kulağımdan bile
girmiyordu...
Karma karışık oldum. En
uzağa gitmeye çalışıyordum ama bir yürek atımı ilerleyemiyordum. İçiyordum,
uyuşuyordum, sızıyordum, içiyordum, uyuşuyordum, sızıyordum, içiyordum,
uyuşuyordum, sızıyordum ama her defasında yine sana uyanıyordum ki bu ruh
halini de severim, aşkın acısını her yerimde yaşamayı da severim. Bitmeyeceğini
biliyordum ama sensiz nefes almaya devam etmem gerektiğinide biliyordum. Bana
yaşattığın en kötü anları düşünüp kendimi en kızgın halime getirip bak işte
diyerek soğumaya çalışırken bir gülüşün gözümün önüne geliyordu ve sana
yanıyordum, olmuyordu. Senden ne kadar hızlı koşarsam koşayım yine sana
varıyordum...
Karma karışık oldum. Aylar
geçiyordu, sen geçmiyordun. Senden önce bıktığım, terk ettiğim hayata
dönemiyordum. Hayatı eleyip, eleğimi hiç e asmıştım. Yüreğime girdin, hayat
oldun, nefes oldun, sebep oldun, umut oldun, hayal oldun, gerçek oldun, gülüşü
hayatım oldun. Senden önceki yok olan hayatıma dönemiyordum ki herşeyi terk
etmiştim ama yokluğun yüreğimi dağlıyordu ve yok olan hayatıma dönemiyordum.
Biliyordum belirsiz bir süre sonra kabullenecektim. Yıllar sürse bile
kabullenecektim. Ama düğününde şahit bile olsam da devam edecekti. Ta ki o
zaman geldiği zaman sensizlik kenara çekilecekti. Sana aşık olduğum için artık
aşık olmama gerek yoktu. Eninde sonunda dost sevgililerime geri dönüp, boş ki
boş yaşamaya devam edecektim. Tensiz gecelerin sabahında sokaklara düşecektim
ama yaşayacaktım. Her şeyi yaşayıp bitirip, hiç kadar yaşamayı zaten senden
önce seçmiştim. Öğrenebileceğim kadar öğrenmiş, bıkabileceğim kadar bıkmış,
hayattan gidip kendi yarattığım boşluğumda yaşamayı sevinçle kabul etmiştim.
Ama seni gördüm...
Karma karışık oldum.
İnsanları teker teker hayatımdan atıp hiçliğime tekrar sarılmaya doğru
ilerliyordum, senden önceme varıp, daha da hiç olmanın tadına varmaya koşmak
için heyecanlıydım. İllaki bir şekilde yüzün yüzümün önüne gelip bana
bakıyordu. Olmayacağını bile bile başlamış, olmayacağını bile bile yaşamış ve
olmayacağını bile bile ayrılmışken bile gidemiyordum, senden bir milim öteye
gidemiyordum ama gitmem gerektiğini biliyordum. Sadece yürüyor ve içiyordum.
Hayat boyunca katlanmak için içerken bu defa unutabilmek için içiyordum ama bir
hücrem bile ölmüyordu. Olsun içiyordum ve tansiyonum bile çıkmıyordu. O
istediği hayatta, istediği avrupa şehrinde, istediği cafe de, istediği gölyazı
da keyfi yerinde merak etme diyordum. Sen de dön hiçliğine kendin kadar yaşa
diyordum. İnsandan bıkmıştım, hayattan bıkmıştım, dünyadan bıkmıştım ve hiç
birinin bir hiç olamayacağını öğrenmiştim. Hiç e doğru en hızlı şekilde gitmeye
çalışıyordum. Bu hayatta ne yaşanacaksa yaşayıp ve anlamsızlığın anlamına
varmıştım ama bir türlü sensizliğe varamıyordum. İllaki bir şekilde bir yerden
bana bakıyordun. Olmuyor be delican diyordum olmuyor işte kabullen koto kadar
yaşa gitsin. Olmuyordu. Gidemiyordum ama eninde kendimde gideceğimi biliyordum.
Hep gitmiştim. Beş sene de olsa gitmiştim. Zaten bu son diye başladın ve son
oldu artık sadece kendine kaldın cümlesini mantra yapsam bile gidemiyordum ama
eninde kendimde gideceğimi biliyordum...
Karma karışık oldum. Bak
senin için insan olarak çok değerli ve insan olarak da çok seviyorsun, onun
istediğini yaşayan bir canlı değilsin, onun istediği genel kültüre sahip
değilsin, sen anda yaşarsın o dünde ve yarında, o sosyal medyada yaşar, orada
gördüklerine gitmekten keyif alır sen sadece dokunarak yaşarsın ve adımların
seni nereye götürürse oraya gidersin, o sahip olmayı sever sen hiç bir şey
istemezsin, onun hiç bir şey yaşamamış genç kız heyecanı var sen hayatı eleyip
eleğini hiçliğe asmışsın... bırak o bildiği hayatta mutlu mesut yaşasın bir aşk
için onun düzenini bozma, ona kıyma çünkü senin için insan olarakta çok değerli
ve onu insan olarakta çok seviyorsun...
Karma karışık oldum.
Gidememiştim ama eninde kendimde gidecektim. Belli belirsiz anlarda dellenip
bir tek o var nefes almaya değecek ve sen onu kaybettin diye tepinsemde eninde
kendimde alışacaktım. 23 nisan dan beri bildiğini yine bil ve hiç dokunmamış
gibi hisset ve artık koto ol cümlesi istendiği kadar tekrarlansa da olmuyordu.
Altı ay geçse de an kadardı. Günlerdir girip bakmadığın ig ye baktın, bir
fotoğraf gördün, aşk hastanede ona gidip iyi olduğunu görmem gerek dedin
yollara düştün ve gördün. Bilmediğin, görmediğin aşık olduğun kadını ilk defa
görecekmiş gibi heyecanla hastaneye girdin. Asansöre bindin yukarı çıktın.
Kapıdan içeri girip gördün, aşık olduğun kadını ilk defa gördün...
Milyonlarca seni öpmek
istedim, milyonlarca sana dokunmak istedim, milyonlarca seni kucaklamak
istedim, yanına kıvrılıp bize uyanmak istedim ama tutuldum kaldım, adeta bir
hasta ziyaretcisi oldum. Yetilerinden başlayıp imkansız yüreğine kadar öpmek
için sana bakıyordum ama sadece sıradan bir ziyaretçi gibi durabiliyordum. Seni
gördüm ve en az beş yıl daha senden gitmeye uğraşacağımı ve hala gidemeyeceği
hissettim. Seni kucağıma alıp, olmayan evimize götürüp sana bir bebek gibi
bakıp, koklayıp iyileştirmek istedim. Sadece ikimizin olduğu bir hayatta ve her
anda yürek yüreğe mutlu olmak istedim. Ama ne yapacağını bilmez bir çocuk gibi
kalakaldım. Ellerim hep sana dokunmak için deliriyordu ama havada kalıyordu.
Pikeni düzeltirken çaktırmadan dokunup, batıkonu silerken dokunup yetinmeye
çalıştıkça daha da delleniyordum. Tam karşında, adını aşk koyduğun değerlin tam
karşında diye diye olmayan aklımıda bilinmeyene doğru gönderiyordum...
Karma karışık oldum. Ben ne
yapacağımı bilmiyorum. Sadece sana aşık olduğumu ama seni mutlu edemediğimi
biliyorum. Ben aklımla yaşayamıyorum hele ki seni gördükten sonra sadece
yüreğimden nefes alabiliyorum. Sen benden akıllısın. Bu hayatın içinde aklınla
yaşarsın. Ben artık seni gördüm, ben artık bilemem lütfen sen bil diyesim var
ama en uygun olan anda ya da ne zaman olursa olsun farketmez oturup konuşalım,
hiç olmadığımız kadar sakin olup oturup konuşalım ve ikimiz içinde en doğrusunu
bulalım diyesimde var ama hiç bir şey de bilemiyorum...
Konuşalım...
05.04.2016
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder