24 Eylül 2015 Perşembe

iyi bayramlar...













bir kadın sevdim...


ama önce insanlığını sevdim. kendi insanlığımdan utandım. yüreğinde biriktirdiği iyiliklere inanamadım, unutmuştum.
çocuk bayramında ilk defa gördüm, ilk defa çocuk heyecanındaki elini tuttum, merhaba dedim. artık eskisi gibi sığ olmayacak hayatıma 23 nisanda merhaba dedim. mesafeliydi ama gözleri yakındı. kelimeleri doğru zamanı bekliyordu ama cümleleri konuşkandı. hata yapmamalıydı ama sonuna kadar da yaşamalıydı. hiç düşünmeden tanımadığım bir gündüzü gece sonrasına taşıdım. gülmesi belki zordu ama güldümü gerçekten gülüyordu, güldürüyordu. dışı kapalıydı ama içi bir o kadar samimiydi. sevdiğim bir dostumun hayat armağınıydı...

istanbul sabahından istanbul rakısına kadar çok keyifli bir sonsuzluk paylaştık. laz taksici abi ile evine bıraktım. kahve içmeye çıkmadım. zamanı ona bıraktım, aramadım. sığlığıma çekildim, tık nefesimi almaya devam ettim. nasılsa arar diye düşünmedim, çünkü hiç bir şey düşünmüyor, hiçlİiğimde yaşıyordum. aradı, çok yoruldum bu akşam bir programın var mı dedi, yoktu. çok uzaklardan gelmiştik, deniz kokusunda buluştuk. ben konuşmam derdi ama en az rakı kadar konuştuk. kalktık. tekne direklerinin gece gölgesinde hiç beklenmedik bir anda belki de en doğru anda dudaklarımız kucaklaştı, imkansızdı. o kendi hayatında mutluydu, hiç kimseye hele bir erkeğe ihtiyacı yoktu. ben kendi hayatımı dibinin en dibine kadar yaşamış, köşeme çekilmiş, doymuş, bıkmış ve en az yalnızlığım kadar kalabalıktım. güneşi birlikte doğurduk ama şaşkındık. ne yaptığını bilen ama ne yapacağını bilemeyen ruh halindeydik. konuştuk ama konuşmadık. ikimizde kendi alanlarında rahattık ve bambaşka bir alana girmeye yerimiz yoktu. ama yüreklerimiz çarpışmıştı. aklımız başımızda değil yüreğimizdeydi ama biz daha bilsekte bilmiyorduk. çıktım, o güvenli alanında kaldı. çok sürmedi, sokakta buluştuk. artık eskisi gibi değildi hem de hiç ama hiç değildi...

en uçlardan yürek içine düştük. bir erkeğe bir kadına ihtiyacımız yokken içiçe düştük. gerek var mıydı, huzurunu riske etmeye gerek var mıydı ? aşktı. daha bilmesekte aşktı. ve dere yatağına yapIımış hayatı yıkar geçerdi. aşktan, ilişkiden vazgeçeli çok ama daha çok yıl olmuştu. her boku yaşayıp, hayatı katlayıp bir kenara koymuştum. İlişkiyi bırak el bile tutmak istemiyordum. ama teslim oldum, aşka teslim oldum, sadece onun oldum. o kadar güzeldi ki, o kadar değerliydi ki hiç kimse başka bir şey yapamazdı...

ikimizde olmayacağını biliyorduk ve sürekli birbirimize söylüyorduk ama yüreğimizden girip yüreğimizden çıkıyordu, devam ediyorduk. iki yürek bir olunca dünyanın seyran olmayacağını biliyorduk ama duramıyorduk. birbirimize en kıracağını bildiğimiz sözleri bir nefes kadar kolay söyleyip yine sarılıyorduk. hadi ben her zaman aşk nefes aldımı yüreğimi dinlerdim ama o da güçlü duruşunun, kararlığının yanında o da duramıyordu, duramıyorduk. ne yaşarsak yaşayalım, ne yaşayamazsak yaşayamayalım birbirimizden gidemiyorduk, aşıktık.

ikimizde olmayacağını biliyorduk ve sürekli birbirimize söylüyorduk. her söylediğimizden sonra daha da aşık oluyorduk. doğrular ile yaşayan dünya güzelini bile olmayacak hayallere inandıracak kadar da kötüydüm. bir çok detay yazabilirim. neden bu kadar uzak olduğumuzu anlatacak ama yazmayacağım. sevdim. delileri kıskandıracak kadar aşık oldum. sadece onun için nefes alıp sadece bu insafsız hayatta onun için yaşayacağımı anladım, yüreğime kazıdım ama ben kadar olduğum için en sevdiğim insanı, en sevdiğim kadını, en sevdiğim çocuğumu mutlu edemedim. mutlu edemediğimi bile bile gidemedim. en değer verdiğim insanı üze üze yanında kaldım. hem kendimi hem de sevdiceğimi kördüğümlerde yaşattım.

ama seviyordum. şiirler yazıyordum. onun yanında sabaha merhaba demek için yaşıyordum. iyi bok yiyordum. en değerlimi mutlu bile edemiyordum. kotoydum. yaşadığım yarım asırım vardı. herkesi düşünürdüm ama en sevdiğimi mutsuz edecek kadar da öküzdüm. ikimizde olmayacağını biliyorduk ve sürekli birbirimize söylüyorduk ama gidemiyorduk. aşıkken sevdiceğimi mutsuz ettiğimde eninde sonunda giderdim, benim için sadece kadın değildi, en değerli insanımdı. onun için, en değerlimi mutsuz etmemek adına delliler ötesi aşıkken bile en sevdiğim insanı mutsuz etmemek anlamına yüreğimi kıçıma alarak giderdim. senden gidemedim. gitmeye çalıştım, gölgen kadar uzaklaştığımda bile sensizlikte kavruldum. gitmeliydim. en sevdiğimi mutsuz etmeye hakkım yoktu. ama kaldım...


onun için kendi adıma imkansız olan ama onun gözünden hiç bir şey olmayan bir çok eylem denedim, olmadı. hayat bana yalnız olmalısın cümlesini bir kere kurmuştu. en sevdiğimi üze üze devam ettim. bencildim. yürek benciliydim...


sevdiğimin hayalleri vardı ve hepsini birlikte yaşatabilmek umuduyla yarım asırdır biriktirdiklerimin kapılarını çaldım. aşığım, delileri kıskandıracak kadar aşığım. sevdiceğimle yeni bir hayata başlayıp sonsuzu kıskandıracak kadar onunla olmak istiyorum, ona, bize yaşamak istiyorum dedim. işte bunu yapıyorum, mutlaka başkasına yaptırıyorsunuzdur ama benden de fiyat alın, uygunsa yaptırın ki sevdiceğimi mutlu edebileyim dedim ama olmadı. fiyat alınma aşamasına bile gelemedim. kotoydum, güya çok seviliyordum, herkese koşuyordum, kötü gün dostuydum ama mutlu olma ihtimalimin bile dostu olmadığını gördüm. salak olduğum için yıkıldım. yıkıldığım için en değerlimi daha da mutsuz etmeye başladım. biriktirdiklerime üzülüp sevdiceğimi üzmeye devam ettim. yarım asırımın hiç olduğunu yalnızken biliyordum ama beni rahatsız etmiyordu. herkesin kendi sorunu kadar hayatımda olduğunu biliyordum ama dert etmiyordum. ben bu kadardım ve bu hayatı ben seçmiştim. nesli tükenen hayvanı rakı ile beslemeyi sevdiklerini biliyordum. kapım çalınır, dert anlatılır, nefes alınır, rakılar masaya vurulur ve gidilirdi. umrumda değildi. insandım, insanlar için yaşıyordum. verenaydım. bir gün bir şey istemek zorunda kalacağım aklıma gelmiyordu. hiç bir paylaşımımı para ile ilişkilendirmedim. çünkü babamın yaşadıkları nedeniyle bir hayat kararı almıştım. sadece kendime sahip olarak kendim kadar yaşamak yeterliydi. onun içinde koto olarak yaşamak yetiyordu. bilemedim bir gün aşık olup, sevdiğim değerli insanımı mutlu etmek için, birlikte mutlu bir hayat yaşamak için bir şeyler istemek zorunda kalacağımı ve hiç olarak yalnızlığım kadar kalabalık yaşadığım hayatımın bana bir merhaba bile demeyi çok gördüğü için yıkılalacağımı...


iyi bayramlar...


KAPALIYIM.

Hiç yorum yok: