16 Eylül 2015 Çarşamba

çok yaşadım




















çok yaşadım.




bu hayatın fazlası oldum.


hayatta ne varsa gereğinden fazlasını yaşadım.
gereğinden fazla insan oldum. gereğinden fazla aşık oldum. gereğinden fazla dost oldum. gereğinden fazla dokundum. gereğinden fazla dinledim. gereğinden fazla anladım. gereğinden fazla gittim. gereğinden fazla bekledim. gereğinden fazla inandım. gereğinden fazla uzlaştım. gereğinden fazla bildim. gereğinden fazla düşündüm. gereğinden fazla dokundum.


gerek kim ki ?


bu hayatın azı olamadım.


hayatta ne varsa dibine kadar yaşadım.
sevildiğim kadar sevemedim. anlaşıldığım kadar anlamadım. dokunulduğum kadar dokunamadım. dinlendiğim kadar dinleyemedim. gelindiğim kadar gidemedim. beklendiğim kadar beklemedim. inanıldığım kadar inanamadım. bildikleri kadar bilemedim. düşündükleri kadar düşünümedim. dokunulduğum kadar dokunamadım.


gereksiz kim ki ?


çok yaşadım.


aşkı çok yaşadım. dost sevgililiği çok yaşadım. dostluğu çok yaşadım. bu hayatta ne yaptıysam aşırı doz yaşadım. fazla geldim. hiç bir zaman anlaşılamadım. sıradanın uzağına uzaklara uzak geldim. herkes gerekeni bilirken, yaşarken, gerekmeyenin de varolduğunu var ettim ama fazla geldim. sınırları içinde yaşayanlara önce hoş geldim, sonra karıştırdım, kendimden uzaklaştım ı hissettirdim ama kendileri değil başkalarıydılar.


kim kendisi ki ?



ben kimdim ki...


herkesin her konuda başkasının koyduğu bir limiti vardı. ben utanmadan limitsizdim. limitsiz dinledim. limitsiz anladım. limitsiz dokundum. limitsiz seviştim. limitsiz yürektim. teslim olmak ayıptı, acizlikti. ne aşka ne bir insana teslim olmak kendin olmamaktı. hiç kimsenin kendisi olmadığı bu düzenler yuvarlığında herkes teslim olmamaya yemin etmişti. halbuki teslim bayrağının rengi bile beyazdı. teslim olmak kaybetmek değildi, ilk defa çırılçıplak sevebilmekti.


kim çıplak ki ?



ben kimdim ki...


sadece rakı içen, her hayat sarhoş, her daim alkolik, hiç bir apoletini olmayan, düzene uyamayan ya da kendini düzdürmeyen, para kazanmadan nefes alabilen ama kimine göre jigolo kimine göre yancı olan, geleceği olmadan bugünü yaşayabilen, arabası olmadan yürüyebilen, mevkisi olmadan mevkisi olanlar tarafından mevkisi olan yalnızken kapışılan, parayı seven kadınlar tarafından bile bir gece de olsa parasızlığının keyfini yaşamak için görülebilen, unutulmuş bakışlara bir an bakılıp kendi imkansız hayatlarına dönülebilen, hayatın karşısında kral olup benim karşımda zayıflıklarını yaşayıp kralllıklarına geri dönülebilen, aslında ben ben değilim, yaşamak istediğim hayat bu değil diye sabahlara kadar konuşulup sabah kalmadığı yerden başlanabilen, her deliği kapatan birseksendört küçüklüğünde bir tapaydım, sadece kocaman vücutlarda bütün vücudun akıp gideceği küçücük bir delik açıldığında ona denk gelen bir tapaydım.


sıkıldım...


16.09.2015

Hiç yorum yok: