31 Aralık 2014 Çarşamba

Aslında hayat bir sigara içimi…

 















ksb


Aslında hayat bir sigara içimi…




Sen daha hayata merhaba dememişken, baban ameliyathanenin önünde bir o yanı bir bu yanı ezberlerken ardından sigara dumanı kovalar. Dünyanın en değerlisi hayata ilk ıngasını bırakır. Bir doğuma bir sigara içimi…




En kırmızı gecenin mum kokuları altında vücutlar birbirine bilinmeyen karanlığın içinde havayi fişek patlamaları yaşatıp, bulutları tenlerinde sektirip, nefeslerini sonsuza çarptıra çarptıra yanyana devrildiklerinde üzerlerini sigara dumanı sarar. Bir şehvete bir sigara içimi…




Denizin kucağına oturtmuşken masayı, sol köşesine yakıştırmışken dolunayı, çırılçıplak ayaklarını bırakmışken dalgaya, içine yakamozlar dolmuş kadehi bir dost kadehe bir masaya vurmuşken hayatı, bir sigara yakarsın dost dumanlara karıştırırsın. Bir dostluğa bir sigara içimi…




Bütün biriktirdiklerinin dibi delik hayattan akıp gittiğini gördüğün 50 yaşında, arkana dönüp baktığın karanlıkta kaybolduğunda, düştüğün arafın sessiz duvarlarına çarptığında, kendine kalan son nefesi yüreğine alıp terk ettiğinde, kimsesiz kayanın üzerine oturup bir sigara yangını çıkarırsın. Bir terk edişe bir sigara içimi…




Aslında hayat bir sigara içimi…




Herşeyin sonsuzluğuna inanırız. Aşkımızı sonsuza yakıştırır, hiç bitmeyeceğini düşünür, nasılsa hep yanımızda elde var bir diyerek gereksizlerin peşinden koşarız ki o nasılsa bekler. Onun varlığını bilerek, onun dönüşte bekleyeceğini bilerek, onsuz gittiğimiz yerlerin keyiflerini keşfetmeye koşarız ki zamanımız sonsuzdur. O nasılsa evde, ben biraz daha geceyi kendime alayım, birkaç saatten ne olur biz sonsuzuz diyerek kendimizi ondan uzağa yakıştırıp bu hayatta ben de varım diyerek onsuz gecelere akarız. Onun bir dakikasının güzelliğini fark etmeyip tanımadıklarımızın saatlerine koşarız, sosyaliz. Aşkımızı sonsuza yakıştırıp bir gece eve döndüğümüzde yalnız odaları rehber eşliğinde gezdiğimizde, onsuzluğun kokusunu içimize çekip boğulduğumuzda, bir de bakarız ki sonsuz değilmiş, aşkında bir ömrü varmış. Şimdi yanımda olsaydı, ona sarılsaydım, ben ne yaptım diyerek acı bir sigara içeriz, dumanını içimizden çıkaramayız. Bir aşka bir sigara içimi…




Dünyanın en değerlisini ona değil kendimize bile sormadan hayata ekleriz. Artık sonsuz mutluluğumuz o dur. İlk doğum gününe toplantıdan çıkamadığımız için geç kalırız. İlk kelimesini yapmamız gerekenler yüzünden türki cumhuriyetlere duyururuz. Ona gelecek sunmak için koştururken dokunmadan yanından geçeriz, senin için senin için diye bağırarak. En son model telefonu alıp en derin sorununa mesaj atarız. Ne yaptığını bilecek zamanımız olmaz, ne sevdiğini bilmeyiz. Kafamızda bir toplum rekabeti vardır ve o ne yapmayı gerektiyorsa yaparak, yaptırarak mutlu ettiğimizi düşünürüz. O bizim sonsuz mutluluğumuzdur ve onu bile mutlu edemeyip, sana her şeyi aldım, seni görecek sana dokunacak zamanım olmasa bile senin için yaşadım diyerek bir de kızarız. Sonra bir bakariz ki tanımadığımız, sonsuz zannettiğimiz biri hayatımızdan bir şekilde çıkmış, gitmiş. İki elimiz başımızdayken kayıp yıllara bir sigara yakarız. Bir evlada bir sigara içimi…




Her derdimizde ona koşarız. Göz yaşlarımızı içine akıtırız. O bizim sonsuz sorun çözücü dostumuzdur. Her kötü günümüzde yanımızda olduğu için iyi günümüze yakıştıramayıp, kötü olabileceğini yüreğimize anlatamayız. Bir şeye ihtiyacı olduğunda karşımızda sessiz durduğunda duymayız. Çünkü kulağımız yüreğimiz bağıranları duymaya ayarlıdır. Bir gün yine dertleniriz ve sonsuz dert ortağımızı araf da görürüz ve de kızarız, ne işin var orda sana ihtiyacım var deriz ama sesimizi duyuramayız. Kaybedişimize bir sigara yakarız, yüreğimizi ısıtırız. Bir kaybedişe bir sigara içimi…




Aslında hayat bir sigara içimi,
Yeni yılda, hayatta, keyif sigarası tadında yaşayın.


31.12.2014

Hiç yorum yok: