30 Eylül 2015 Çarşamba

ne için ?








ksb


misketlerimizi paylaşırdık. en sevdiğimiz kafalığımızı bile dostumuza verirdik. bütün mahallede bir televizyon vardı ve o evde toplanır hep birlikte seyrederdik. uzaklardan bir telefon geldi mi komşumuza, koşa koşa öbür mahalleye gidip heyecanla çağırırdık. gaz lambasının gazını bile paylaşıp karanlık gecelerimizi aydınlatırdık. şimdi aynı apartmanda aynı asansörde yerlere bakıyoruz. aynı ülkede birbirimize tehditler yağdırıyoruz ve birileri insanın mahallesinde, evinin önünde göz göre göre saldırıya uğruyor. yan mahalledeki kızlara bile bacımız diye bakmazken evimizinin önünde oturamıyoruz…


ne için ?


bizi büyüten annelerimiz, ninelerimiz bugün günlerde başın açık başın kapalı kavgasını komşularıyla yapıyorsa ki hepsinin başında kendince örtüsü var ve onların masalları ile büyüdük ki eskiden bir komşunun tenceresinin boş olduğu biliniyorsa her komşu sırayla belli etmeden yemeğe çağırırdı…


ne için ?


dayak yerdik. beğendiğimiz kızın üç abisi varsa sırayla daha iyi dayak yerdik ama en büyük abi gelir anlatırdı. bak şimdi kardeşim, o benim değerli kız kardeşim ve onu korumak zorundayım. yoksa seninle bir ilgisi yok. aslında seni de severim. ama sen de kardeşimde daha küçüksünüz, seninde kız kardeşin olsa anlardın der alnımızdan öper, giderdi. dayağın bile bir anlamı vardı…


ne için ?


kimin evinde video varsa mahallenin bütün abazaları o evde toplanır almancamızı geliştirirdik. bayrak direğimizi gönderde dalgalandıra dalgalandıra sokaklarda dolaşırdık ama yine de 11 yaşında, 12 yaşında kız çocuklarına kardeşimiz hatta evladımız gibi bakardık. onca azgınlığa, doluluğa rağmen erkekden önce insandık…


ne için ?


mahalle takımları kurardık. kıyasıya maçlar yapar, acımasızca tekmeler atar, yenilenle sonuna kadar dalga geçerdik ama saklambaçta kurt olunca bize en çok gol atanı kurtarırdık ki hakkını verirdik. şimdi sevdiğimizi ebe yapıyoruz…


ne için ?


ihtilallerle büyüdük, aynı mahallede hatta aynı evde sağcı olduk solcu olduk, bir çok ölüm, işkence gördük, yüreklerimiz dağlandı. ama doğru ya da yanlış ama yine başkasının oyunu yüzünden birbirimizi kırdık. dünyaca kendi taraftarlarınca kabül görmüş ideolojiler için anlamsız ve derin ölümler, kayıplar yaşadık. bugün sadece bir nefes alanın hırsı uğruna bunlar olabiliyorsa, ne ideoloji, ne sağ ne sol, ne de güzel bir dünya hayali için değil sadece bir nefes alan faninin hırsı için bunlar yaşanıyorsa biz insanlığımızı, aklımızı, yüreğimizi ne zaman kaybettik ?




işte sevgili metinim, gül yüzlüm güleç bakışlım, az görüp, çok az paylaşıp yüreğim de müstesna bir duyguya sahip olan yürek güzelim, sana göz yaşlarıyla satırlar doğuracağıma sensiz böyle bir sabaha uyanıp, dellenip kimsenin okumayacağı satırlar yazmak zorunda kaldığım bir dünyadayım…

seni seviyorum…


01.10.2015

Hiç yorum yok: