24 Ekim 2015 Cumartesi

insankolik…















insankolik…



bir zamanlar insankoliktim, paylaşa paylaşa oldum, alkolik.
bir zamanlar kadın severdim, paylaşa paylaşa oldum, jigolo.
bir zamanlar nefes alırdım, paylaşa paylaşa oldum, tımtık nefes.
bir zamanlar kotoydum, paylaşa paylaşa oldum, hiç.



bir güne bir ayı sığdırdım, yaranamadım, yandım. başucunda, yürekucunda, ayakucunda insanları bekledim, terlerini sildim, bakışlarını sildim, dokunuşlarını sildim, iyileştirdim, geldiğim yere yürüdüm. bu hayatta çok yürüdüm. çıkmazların içinden geçtim, karanlıkları sobeledim. bir bardak suyu paylaştım, sürahiyi yüreklere döktüm. rakıların diplerini masaya vurdum, bakışlarımı yüreklerine vurdum, dokunuşlarımı tenlerine vurdum, vuruldum. kabullendim. herkes kendi kadar, hayat geldiği kadar dedim, yürüdüm. girilmeyecek odalara girdim, çıkılmayacak odalardan çıktım. koto oldum, yuvarlak içindeki r yi başucuma kondurdum, dumadumadum. saklambaçta hep ebe oldum, hiç kurtarılmadım…



yaşadım. bildiğim kadar, kendim kadar. sabaha kadar eğlenenler uyanınca alkolik dediler ki içerim. sabaha kadar sevişenler uyanınca jigolo dediler ki sevişirim. dokunurken başka el mesafesinden uzaktayken başka göründüm hatta görünmedim. hepsini duydum, hepsini hissettim, hepsini bildim. yine de paylaştım. alkolik diyeni sonRAKI gece gördüm, içtik, eğlendik ve sabah yine uyandı, kendine uzaktı. jigolo diyeni sonraki gece yine gördüm, seviştik ve sabah yine uyandı, tenine uzaktı. paylaşırken, yaparken iyiydi de ki kimseyi aramam,uzaklaşınca niye kötü oluyordu bunu da kendime değil hem
aşağılayıp hem de başka aranacak, dokunacak kimseyi bulamayıp bana dokunanlara, bana kalanlara sormak lazım…


ama en değerlimsin cümlesini daha çok duydum. çünkü o yüze karşı söyleniyordu diğerleri arkadan. birisi arkadan konuşmayı seviyorsa önü yoktur. önüne koyduğu herşey yalandır. yaşadım. bildiğim kadar, kendim kadar yaşadım. hepsini duydum, hepsini bildim, duyduklarıma üzüldüm ama bu kadar kendilerini görmemelerine üzüldüm. aşağıladıkları insana muhtaç olmalarına üzüldüm. koto yu kime sorsanız bir çok söz duyarsınız. en güzeli en azından insandı olur. insandım. kimseyi hesaplamayacak kadar insandım. işletme okusamda işletemeyecek kadar insandım. gecelik faizim olmadı, yüreğim bağlı şimdi bozarsam değer kaybederim olmadı. nefes aldım, yaşadım, paylaştım. dibi gelmeyecek nutella olarak görüldüm. kaşıklandım, kaşıklandım, gittiler, geldiler, kaşıklandım, kaşıklandım… bitmeyecek zannettiler ki bitmiyordum. kavanozumun kapağını bile kapatmadan gittiler, geldiler, gittiler, geldiler ve bütün kilolalarının sebebi ben oldum…



yaranamadım. kimseden görmediklerini, kimseden dokunulmadıklarını ben de bulsalar bile yaranamadım. diğerleri kadar olmam gerekiyordu. fırsatını buldum mu sokmam, yerde yakaladım mı tekme atmam gerekiyordu ki benim de diğerleri kadar insan olduğum görünsün. her düşen kucağıma düştü. her ağlayan gözlerimden aktı. her yaralanan tenimde pansumanlandı. her şeyim ortadaydı ve hepsine hepsini al gelmişti. gelsin, önemli değildiydi, insankoliktim. insan olmayı sevdim, alkolik oldum. sevişmeyi sevdim, jigolo oldum ki kimseyi aramam…



kavanozumu yüreğimle yıkadım, kaşıklanmamış yaptım. yüreğimi içine akıttım, kapağını sonsuza döndürdüm, bilinmeyene attım. şimdi bana dokunanlar, kaşıklayanlar aslında olmayanı kaşıklıyor. hala var zannediyorlar, yok. yokluğu kaşıklıyorsunuz ama hala da doyuyorsunuz ve tabi ki bütün kilolarınız hala benden. anlatabildiğimi de sanmıyorum ama yazıyorum. içimde biriken hiç ancak satırla dökülüyor. yalnızlığım ancak cümlelerimle anlamlaşıyor. gecelerim ancak harflerimle yıldızlanıyor. kimseyim, hiçkimse. gördüğünüz, dokunduğunuz ben değilim, sizden arta kalan. yeni alkolikler, jigololar bulmanız lazım. ben bittim, kavanozumu yıkadım, bilinmeyene kaldırdım.




dinlemeden yaşanmaz diyordum, duyamıyorum. anlamadan yaşanmaz diyordum, bilmiyorum. dokunmadan yaşanmaz diyordum, dokunamıyorum. yüreğin olmadan yaşanmaz diyordum, yüreksizim. bir kalbim kaldı geriye onu da yürümek için kullanıyorum. hayatın bütün sokaklarında yürüyorum. kimseye kadar ulaşmayan bütün sokaklarda yürüyorum…




bir sigara, bir rakı yürüyorum.




evet, alkoliğim hem de jigoloyum. daha ne olsun. hayatın en eski mesleklerine sahibim ki hiç bir şeye sahip olmayı sevmem. daha vizitemi belirlemedim, peçetecim kim olacak belirlemedim. belirleyince, sosyal medyada paylaşırım ama kredi kartıyla çalışmam nakit çalışırım. arkam dönükken sağ tarafımdaki çekmecenin içine bırakırsınız. kapıyı kapatmanıza gerek yok o içinden insan geçmeyince kendi kendine kapanır…




su yolunu bulur, hadi bakalım…




bu arada iyiyim,
yürüye yürüye kendime varıyorum. beni merak etmeyin.



24.10.2015

Hiç yorum yok: