insankolik…
bir zamanlar
insankoliktim, paylaşa paylaşa oldum, alkolik.
bir zamanlar
kadın severdim, paylaşa paylaşa oldum, jigolo.
bir zamanlar
nefes alırdım, paylaşa paylaşa oldum, tımtık nefes.
bir zamanlar
kotoydum, paylaşa paylaşa oldum, hiç.
bir güne bir ayı
sığdırdım, yaranamadım, yandım. başucunda, yürekucunda, ayakucunda insanları
bekledim, terlerini sildim, bakışlarını sildim, dokunuşlarını sildim,
iyileştirdim, geldiğim yere yürüdüm. bu hayatta çok yürüdüm. çıkmazların
içinden geçtim, karanlıkları sobeledim. bir bardak suyu paylaştım, sürahiyi
yüreklere döktüm. rakıların diplerini masaya vurdum, bakışlarımı yüreklerine
vurdum, dokunuşlarımı tenlerine vurdum, vuruldum. kabullendim. herkes kendi
kadar, hayat geldiği kadar dedim, yürüdüm. girilmeyecek odalara girdim,
çıkılmayacak odalardan çıktım. koto oldum, yuvarlak içindeki r yi başucuma
kondurdum, dumadumadum. saklambaçta hep ebe oldum, hiç kurtarılmadım…
yaşadım.
bildiğim kadar, kendim kadar. sabaha kadar eğlenenler uyanınca alkolik dediler
ki içerim. sabaha kadar sevişenler uyanınca jigolo dediler ki sevişirim. dokunurken
başka el mesafesinden uzaktayken başka göründüm hatta görünmedim. hepsini
duydum, hepsini hissettim, hepsini bildim. yine de paylaştım. alkolik diyeni
sonRAKI gece gördüm, içtik, eğlendik ve sabah yine uyandı, kendine uzaktı.
jigolo diyeni sonraki gece yine gördüm, seviştik ve sabah yine uyandı, tenine
uzaktı. paylaşırken, yaparken iyiydi de ki kimseyi aramam,uzaklaşınca niye kötü
oluyordu bunu da kendime değil hem
aşağılayıp hem
de başka aranacak, dokunacak kimseyi bulamayıp bana dokunanlara, bana kalanlara
sormak lazım…
ama en
değerlimsin cümlesini daha çok duydum. çünkü o yüze karşı söyleniyordu
diğerleri arkadan. birisi arkadan konuşmayı seviyorsa önü yoktur. önüne koyduğu
herşey yalandır. yaşadım. bildiğim kadar, kendim kadar yaşadım. hepsini duydum,
hepsini bildim, duyduklarıma üzüldüm ama bu kadar kendilerini görmemelerine
üzüldüm. aşağıladıkları insana muhtaç olmalarına üzüldüm. koto yu kime sorsanız
bir çok söz duyarsınız. en güzeli en azından insandı olur. insandım. kimseyi
hesaplamayacak kadar insandım. işletme okusamda işletemeyecek kadar insandım.
gecelik faizim olmadı, yüreğim bağlı şimdi bozarsam değer kaybederim olmadı.
nefes aldım, yaşadım, paylaştım. dibi gelmeyecek nutella olarak görüldüm.
kaşıklandım, kaşıklandım, gittiler, geldiler, kaşıklandım, kaşıklandım…
bitmeyecek zannettiler ki bitmiyordum. kavanozumun kapağını bile kapatmadan
gittiler, geldiler, gittiler, geldiler ve bütün kilolalarının sebebi ben oldum…
yaranamadım.
kimseden görmediklerini, kimseden dokunulmadıklarını ben de bulsalar bile
yaranamadım. diğerleri kadar olmam gerekiyordu. fırsatını buldum mu sokmam,
yerde yakaladım mı tekme atmam gerekiyordu ki benim de diğerleri kadar insan
olduğum görünsün. her düşen kucağıma düştü. her ağlayan gözlerimden aktı. her yaralanan
tenimde pansumanlandı. her şeyim ortadaydı ve hepsine hepsini al gelmişti.
gelsin, önemli değildiydi, insankoliktim. insan olmayı sevdim, alkolik oldum.
sevişmeyi sevdim, jigolo oldum ki kimseyi aramam…
kavanozumu
yüreğimle yıkadım, kaşıklanmamış yaptım. yüreğimi içine akıttım, kapağını
sonsuza döndürdüm, bilinmeyene attım. şimdi bana dokunanlar, kaşıklayanlar
aslında olmayanı kaşıklıyor. hala var zannediyorlar, yok. yokluğu
kaşıklıyorsunuz ama hala da doyuyorsunuz ve tabi ki bütün kilolarınız hala
benden. anlatabildiğimi de sanmıyorum ama yazıyorum. içimde biriken hiç ancak
satırla dökülüyor. yalnızlığım ancak cümlelerimle anlamlaşıyor. gecelerim ancak
harflerimle yıldızlanıyor. kimseyim, hiçkimse. gördüğünüz, dokunduğunuz ben
değilim, sizden arta kalan. yeni alkolikler, jigololar bulmanız lazım. ben
bittim, kavanozumu yıkadım, bilinmeyene kaldırdım.
dinlemeden yaşanmaz diyordum, duyamıyorum. anlamadan yaşanmaz diyordum, bilmiyorum. dokunmadan yaşanmaz diyordum, dokunamıyorum. yüreğin olmadan yaşanmaz diyordum, yüreksizim. bir kalbim kaldı geriye onu da yürümek için kullanıyorum. hayatın bütün sokaklarında yürüyorum. kimseye kadar ulaşmayan bütün sokaklarda yürüyorum…
bir sigara, bir
rakı yürüyorum.
evet, alkoliğim
hem de jigoloyum. daha ne olsun. hayatın en eski mesleklerine sahibim ki hiç
bir şeye sahip olmayı sevmem. daha vizitemi belirlemedim, peçetecim kim olacak
belirlemedim. belirleyince, sosyal medyada paylaşırım ama kredi kartıyla
çalışmam nakit çalışırım. arkam dönükken sağ tarafımdaki çekmecenin içine
bırakırsınız. kapıyı kapatmanıza gerek yok o içinden insan geçmeyince kendi
kendine kapanır…
su yolunu bulur,
hadi bakalım…
bu arada iyiyim,
yürüye yürüye
kendime varıyorum. beni merak etmeyin.
24.10.2015
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder